Haksız Rekabet Suçu

Giriş: Haksız rekabet suçu, ticari ilişkilerde “dürüstlük kuralı” çerçevesinde rekabetin korunmasını amaçlar. Yeni TTK’nın 54. maddesine göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı ya da dürüstlük kuralına aykırı ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bu genel ilkeden hareketle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 62. maddesinde haksız rekabet suçları düzenlenmiştir. Haksız rekabet suçu, “rekabet hükümlerine aykırı” fiilleri cezalandıran bir suç tipidir. 62/1-a bendinde ayrıca 55. maddede sayılan fiiller kastıyla işlenirse suç tamamlanmış sayılır (TTK m.62) Böylece, TTK’da haksız rekabetin temel tanımı dolaylı olarak 54 ve 55. maddelerde yapılıp; suç olarak cezalandırılması 62. maddede öngörülmüştür.

Suçun Tanımı ve Kapsamı (TTK m.55, 56, 62)

TTK 54/1’de “dürüst ve bozulmamış rekabet”in sağlanmasının genel hedef olduğu vurgulanmıştır. TTK 54/2’ye göre ise, rakipler arasında ve tedarikçi–müşteri ilişkilerinde aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı ticari uygulamalar haksız rekabet sayılır.TTK 55. madde bu ilkeye aykırı spesifik fiillerin örnekleyici bir listesini içerir; bu fiiller seçimlik hareketlerle sıralanmıştır. TTK 62. maddeye göre de, bu haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler suç işlemiş sayılır. Özetle, suçun kapsamı TTK 55’te sayılan dürüstlük kuralına aykırı eylemleri (TTK 55/1), yanıltıcı beyanları (55/1-b), ticari sırları edinme teşebbüslerini (55/1-c) ve suçu önlememe veya düzeltmeme hallerini (62/1-d) içerir. TTK 56’da zarar görenlerin dava hakkı ile şikayet başvuracak kişiler tanımlanmış; 62/1’de ise şikayet şartıyla cezai müeyyide getirilmiştir. TTK 62/1’de ayrıca, “daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde” ibaresiyle, fiilin başka ağır cezalı suç sayılması halinde TCK hükümlerinin öncelikli olması sağlanmıştır.

Suçun Unsurları (Maddi ve Manevi Unsurlar)

  • Maddi unsur (Fiil): Suçun maddi unsuru, TTK 62/1 (a)-(d) bentlerinde sayılan haksız rekabet fiilleridir. Bunların başlıcaları şunlardır (TTK m.55/1 ve 62/1’den):
    • Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri, hukuka aykırı ticari uygulamalar (TTK 55/1-a).
    • Gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalar yoluyla rakibi öne geçirme (TTK 55/1-a(2)).
    • Sahte meslek unvanı/diploma kullanma (TTK 55/1-a(3)).
    • Malların, iş ürünlerinin karıştırılmasına yol açan önlemler alma (TTK 55/1-a(4)).
    • Karşılaştırmalı veya yanıltıcı ilanlarla müşteriyi yanıltma (TTK 55/1-a(5), (6)).
    • Sözleşmeyi ihlale veya feshe teşvik etmeye yönelik eylemler (TTK 55/1-b).
    • Başkalarının iş ürünlerinden haksız yararlanma (TTK 55/1-c).
    • Ticari sırları hukuka aykırı ele geçirme teşebbüsü (TTK 55/1-d).
    • İş şartlarına uymama (TTK 55/1-e) ve dürüstlüğe aykırı genel işlem şartları kullanma (TTK 55/1-f).
      Bu fiillerden herhangi birinin kasten gerçekleştirilmesi hâlinde suç tamamlanır. Failin suçu bilerek ve isteyerek (kasten) işlemesi gereklidir; zira TTK 62/1-a metninde de “kasten işleyenler” ibaresi kullanılmıştır. Haksız rekabet suçu neticesiz bir fiildir; herhangi bir zarar meydana gelmesi aranmaz, sadece tehlikenin ortaya çıkması yeterlidir. Suçun hukuki konusu ise dürüst rekabet düzenidir.

II – Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar

  • TTK ,MADDE 55-(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
  • a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
  • Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
  • Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
  • Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
  • Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
  • Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
  • Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
  • Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
  • Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
  • Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
  • Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
  • Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
  • İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
  • b)Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
  • Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
  • Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
  • İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
  • Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
  • c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
  • Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
  • Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
  • Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
  • d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
  • e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
  • f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
  • Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
  • Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
  • Fail: Ceza sorumluluğu ancak gerçek kişiler bakımından söz konusudur; TTK 62’de suçun faili olarak gerçek kişi tacirleri öngörülmüştür. Tüzel kişi hakkında ceza hükümleri uygulanamaz (ancak zarar gören olarak tayin edilebilir).
  • Manevi unsur (Kasıt): Suçun manevi unsurunu, yukarıda sayılan haksız rekabet fiillerini kasten işleme kastı oluşturur. Failin fiilin kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir (TCK m.21). Özetle, failin davranışı bilinciyle seçmesi ve bu eylemi gerçekleştirme iradesine sahip olması aranır. Suçun tanımında kast açıkça vurgulanmış olduğundan, taksirli davranış haksız rekabet suçunu oluşturmaz.

Türk Ceza ve Türk Borçlar Kanunları Açısından Değerlendirme

Haksız rekabet hukuku, hem ticari ilişkileri hem de genel hukuk düzenini ilgilendirdiğinden bir tarafta TTK, diğer tarafta TBK hükümlerine tabi tutulmuştur. TTK (6102) kapsamında bu suç tacirler arasındaki haksız rekabeti; TBK (6098) uyarınca ise tacir olmayanlar arasındaki haksız rekabeti düzenler. TBK 57. madde, “Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya dürüstlük kuralına aykırı diğer davranışlar” sonucu müşterisi azalan kişinin zararının giderilmesini isteyebileceğini belirtir. Burada TTK hükümleri saklı tutulmuş, TBK 57’nin genel bir düzenleme olduğu vurgulanmıştır. Sonuç olarak, tacirler arasındaki haksız rekabet uyuşmazlıkları öncelikle TTK hükümlerine göre, tacir olmayanların faaliyetlerinden doğan haksız rekabet ise TBK hükümlerine göre değerlendirilir.

Öte yandan, haksız rekabet suçunu oluşturan eylemler bazen TCK’daki başka suç tiplerine de uyabilir. Örneğin bir işletmenin rakibine yönelik gerçek dışı iddialarla kötüleyici ifade kullanması hem haksız rekabet hem de TCK 125 (hakaret) suçunu oluşturabilir. Böyle durumlarda TTK 62’deki “daha ağır cezayı gerektiren suç” hükmü işler; yani fiil hakaret, iftira (TCK 267) veya kişisel verilerin kaydedilmesi (TCK 135) gibi daha üst sınır cezalı bir suçu oluşturuyorsa, haksız rekabet suçu yerine  TCK suçu dikkate alınır. Yargıtay da hakaret niteliğindeki haksız rekabet eylemlerinde failin TCK 125’ten sorumlu tutulduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak TCK bakımından, haksız rekabet fiilleri ağır ceza gerektiren başka bir suçu oluşturuyorsa öncelikle o suç hükümleri uygulanır; aksi halde TTK 62/1’deki ceza rejimi geçerlidir.

Suçun Cezası, Şikayet Süresi ve Yargılama Usulü

TTK 62/1 uyarınca haksız rekabet suçunun yaptırımı “iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası”dır. TCK m.49’a göre bu hapis cezasının üst sınırı iki yıldır; öngörülen mahkûmiyet hâlinde en az bir ay hapis cezası verilir (TCK m.49/1). Adlî para cezası ise 5 ile 730 gün arasında belirlenir.  Haksız rekabet suçunda dava açabilmek şikayete bağlıdır (TCK m.73 hükmü).  Şikayet hakkı TTK 56. maddede sayılan, bu fiillerden zarar görenler veya zarara uğrama tehlikesi altında olanlar (müşteriler, kredi verenler, tacirler vb.) ile devredilebilir hak sahiplerine tanınmıştır (TTK m.56/1). Şikayet süresi, fail ve fiilin öğrenildiği tarihten itibaren altı aydır (TCK m.73) Şikayet üzerine soruşturma açılıp kamu davası hazırlanır; yargılama Ceza Muhakemesi Kanunu genel hükümlerine göre yapılır. Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir (TCK ve CMK hükümleri doğrultusunda)

Yargıtay Kararları

Yargıtay içtihatlarında haksız rekabetin çeşitli örnekleri ele alınmıştır. Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007’de aldatıcı reklamlar konusundaki bir davada şikayetçinin lehine bozma yapmıştır. Kararda, reklam metninde kullanılan ifadelerin dürüstlük kuralına ve TTK 55’teki hükümlerine aykırı olduğuna işaret edilmiş ve önceki kararda direnmenin usul ve yasaya aykırı olduğu vurgulanmıştır. Başka bir kararında Yargıtay, bir fiilin hem hakaret hem de haksız rekabet suçunu oluşturması halinde hakaret suçu yönünden hüküm kurulması gerektiğine hükmetmiştir. Ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, haksız rekabetten kaynaklı davalarda zamanaşımı, tazminat talebinin öğrenilme tarihinden itibaren başlayacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu içtihatlarda genel olarak, rekabete aykırı davranışların ticari itibarı zedeleyici etkisi, dürüstlük kuralı ihlaline dikkat çekilir. Özetle, Yargıtay kararları uygulamada haksız rekabete ilişkin suçun kapsamını ve sınırlarını belirlemede önemli rol oynamaktadır.

Doktrinsel Görüşler

Öğretide haksız rekabet suçuna ilişkin çeşitli eleştiriler ve yorumlar bulunmaktadır. Özellikle kanunilik ilkesi açısından TTK 62 eleştirilmiştir: Atıf yoluyla TTK 55’teki fiillerin suç sayılması ve bazı bentlerde geniş ifadeler kullanılması, suçun nasıl oluştuğunu belirsiz hale getirmiştir. Bu durumun “suçta kanunilik” ilkesine aykırılık teşkil ettiği yönünde görüşler mevcuttur. Bazı yazarlar, TTK 62’de yer alan bir kısım haksız rekabet fiillerinin TTK 55’te açıkça yazılı olmaması halinde de kanunun suç saydığını belirterek kanunilik eleştirisi yapmıştır. Ayrıca doktrinde, TTK 62/1’deki “daha ağır cezayı gerektiren başka suç” koşulunun anlamı tartışılmış, suç tipinin tamamlayıcı ya da ikame suç niteliğinde olup olmadığı irdelenmiştir. Bazı görüşler, haksız rekabet suçunun nispeten düşük üst sınırını ve karmaşık yapısını eleştirmiş, suç tanımı sadeleştirilmeli veya her fiil için ayrı düzenleme öngörülmelidir demiştir. Öte yandan öğretide; bu suçların ağırlaşmış bir suç olmadığı, esas itibariyle haksız fiil ile örtüştüğü ve genelde mislî hükümlerle idari yaptırımlara tabi tutulmasının tercih edildiği de vurgulanmaktadır. Sonuç olarak doktrinde, TTK m.62’nin kapsamının daraltılması veya fiil bazında açık düzenleme getirilmesi gerektiği ve suçun daha net tanımlanmasının önemli olduğu görüşü ağır basmaktadır.

Sonuç ve Değerlendirme

Haksız rekabet suçu, dürüst rekabeti korumayı amaçlayan bir ticaret hukuku kurumu olarak TTK’da düzenlenmiştir. Suç, TTK 55’te sayılan dürüstlük kuralına aykırı fiilleri kapsar ve TTK 62 ile cezai müeyyideye bağlanır. Eş zamanlı olarak TBK 57 de tacir olmayanlar arasında benzer haksız fiilleri düzenleyip “Genel Hüküm” niteliğinde kalan TTK hükümlerini tamamlar. Bu nedenle haksız rekabette hukuki mücadele, öncece tacire ilişkin TTK hükümleri ve şikayetli ceza yolu, sonra gerekirse TBK kapsamındaki manevi tazminat talepleri yoluyla sürdürülür. Öğretide ve içtihadı uygulamada henüz bazı belirsizlikler ve eleştiriler devam etmektedir; özellikle TTK 62’nin kanuniliği ve fiil kapsamının netliği tartışılmaktadır. Gelecekte bu mevzuatın daha anlaşılır hale getirilmesi, kanun hükmünün sadeleştirilmesi ve uygulamaya ilişkin yorum birliğinin sağlanması gerektiği yönünde görüşler mevcuttur.

Avukat İlker Kılıç /Bursa

Bu Yazıyı Paylaşmak İstediğiniz Platformu Seçin