Makaleler

Bono (Senet) Kavramı ve Hukuki Niteliği, Bonoya Dayalı İcra Takibine İtiraz Yolları

Bono Kavramı ve Hukuki Niteliği

Bono, Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen kıymetli evrak türlerinden biridir ve ödeme vaadi içeren tek taraflı bir senettir. Bono, düzenleyenin muhataba veya onun emrine belirli bir miktar parayı belirli bir tarihte ve koşulsuz olarak ödemeyi taahhüt ettiği yazılı bir belgedir. Bono düzenleyen kişi "keşideci", bonoda belirtilen parayı alacak kişi ise "lehdar" olarak adlandırılır.

Türk Ticaret Kanunu'nun 776. maddesinde bononun şekil şartları açıkça belirlenmiştir. Bono, şekil şartlarına uygun düzenlenmezse adi senet hükmünde olur ve kıymetli evrak niteliğini kaybeder.

Bononun Şekil Şartları

Bononun hukuken geçerli olması için taşıması gereken şekil şartları şunlardır:

  1. "Bono" veya "Emre Muharrer Senet" ibaresini içermelidir.
  2. Belirli bir tutarın kayıtsız ve şartsız ödeneceği vaadini içermelidir.
  3. Ödeme yapılacak kişinin (lehdarın) adı ve soyadı belirtilmelidir.
  4. Senedin düzenlenme tarihi ve yeri açıkça belirtilmelidir.
  5. Senedi düzenleyen kişinin (keşidecinin) adı, soyadı ve imzası bulunmalıdır.

Vade ise bonoda geçerlilik şartı değildir; bono vadeli veya vadesiz olarak düzenlenebilir.

Bonoda Vade Türleri

Türk Ticaret Kanunu'na göre bonoda kullanılabilecek vade türleri şunlardır:

  1. Görüldüğünde ödenecek bono: Senedin ibrazında hemen ödeme yapılır.
  2. Görüldükten belirli süre sonra ödenecek bono: Bono ibraz edildikten belirli bir süre sonra ödeme yapılır.
  3. Düzenlenme tarihinden belirli süre sonra ödenecek bono: Senedin düzenlenme tarihinden itibaren belirlenen süre sonunda ödeme yapılır.
  4. Belirli bir günde ödenecek bono: Bono üzerinde açıkça belirli bir ödeme günü belirtilir.

Bonoda Ciro Türleri

Bonoda ciro, bononun devredilmesi işlemidir ve Türk Ticaret Kanunu'na göre çeşitli türleri bulunmaktadır:

  1. Tam ciro: Bononun devredildiği kişinin adı belirtilerek yapılan cirodur.
  2. Beyaz ciro: Bononun devredildiği kişinin adı belirtilmeden yapılan cirodur.
  3. Tahsil cirosu: Bononun sadece tahsil edilmesi amacıyla yapılan cirodur. "Tahsil içindir" veya benzeri ifadelerle belirtilir.
  4. Rehin cirosu: Bononun bir borcun teminatı olarak devredilmesi amacıyla yapılan cirodur. "Teminat içindir" ifadesi ile belirtilir.

 

Bonoya Dayalı İcra Takibi

Cirantaların İcra Takibi Yetkisi ve Usulü

Ciro yoluyla bonoyu devralan cirantalar, bononun arkasındaki ciro silsilesine dayanarak senetten doğan hakları talep etme yetkisine sahiptir. Bir bono el değiştirdiğinde, devralan kişi ciro silsilesini kanıtlayarak kendisini meşru hamildir olarak gösterebilir. Bu durumda ciranta, önceki cirantalar ve keşideciye karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatabilir.

Cirantanın icra takibi yapabilmesi cirantalara, ciranta lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı başvuruda bulunabilmesi için keşideciye karşı ödememe protestosu çekilmiş olması şarttır

Bonoya Dayalı İcra Takibine İtiraz Yolları

1. İcra Mahkemesine Şikayet

Borçlu, bonoya dayalı takipte ödeme emrine karşı İcra ve İflas Kanunu'nun 169 ve 170. maddeleri uyarınca borca veya imzaya itirazda bulunabilir. Bu itirazlar, icra mahkemesine yazılı olarak yapılır ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde gerçekleştirilmelidir.

İcra mahkemesi, yapılan itirazları sınırlı bir şekilde inceler. Eğer borçlu borca itiraz etmişse, borcun mevcut olmadığını, ertelendiğini ya da ödendiğini gösteren resmi belgeleri ya da alacaklı tarafından ikrar edilmiş yazılı belgeleri sunmak zorundadır. Aksi halde, mahkeme itirazın reddine karar verir (İİK m.168/a-4).

Bu takip yoluna özgü olarak yapılan borca veya imzaya itirazlar, sadece satış işlemini durdurur; diğer takip işlemleri (haciz, mal beyanı, vs.) devam eder (İİK m.169, 170/1). Ancak hâkim, itiraz dilekçesine ekli belgelerden borcun itfa edildiği, ertelendiği, senedin zamanaşımına uğradığı ya da borçlunun borçlu olmadığı kanaatine varırsa, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK m.169/a-2, 170/2).

Mahkemenin yaptığı bu inceleme genellikle evrak üzerinden yürütülür. İtirazın kabulü halinde, takip durur ve karar kesinleştikten sonra takip iptal edilir. Borca itiraz kabul edilirse takip tamamen sona erer; imzaya itiraz kabul edilirse takip durur ve kararın kesinleşmesiyle takip iptal edilir.

Bununla birlikte, itirazın kabul edilmemesi halinde takip kaldığı yerden devam eder. Eğer daha önce geçici durdurma kararı verilmişse, bu karar kaldırılır ve haciz, paraya çevirme ve tahsilat işlemleri tamamlanır.

2. Borca İtiraz (Menfi Tespit Davası)

Borçlu, borcun mevcut olmadığı, bononun ödendiği veya geçersiz hale geldiği iddiası ile menfi tespit davası açabilir. Bu dava icra takibini durdurmaz, ancak mahkeme takibin geçici olarak durdurulmasına ihtiyati tedbir kararı verebilir. Dava sonucunda borcun olmadığı tespit edilirse takip iptal edilir ve varsa yapılan tahsilatlar borçluya iade edilir.

 

 

Menfi Tespit Davası Nedir?

Bonoda Borçlunun Borçlu Olmadığını İddia Etmesi

Bonoya dayalı takipte borçlu, gerçekten böyle bir borcu olmadığını, senedin gerçekte düzenlenmediğini ya da senetteki borcun sona erdiğini iddia edebilir. Bu durumda başvurulacak temel yol "menfi tespit davası"dır.

Menfi tespit davası, borçlu olmadığını ispatlamak isteyen kişinin, alacaklı aleyhine açtığı bir davadır. Bono nedeniyle başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip sırasında veya takipten önce açılabilir.

Menfi tespit davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Bono borçlusu, bu dava ile borcun var olmadığını, borcun sona erdiğini (örneğin ödeme, ibra, takas) veya senedin sahte olduğunu ileri sürebilir.

Bu konuda Yargıtay kararları da menfi tespit davalarının önemini pekiştirmektedir. Örneğin:

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2016/15341 E., 2017/9391 K., 21.12.2017 tarihli kararında

"Borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığı, senedin teminat senedi olduğu, alacağın mevcut olmadığı ileri sürülmüştür. Dava konusu bono, teminat amacıyla verildiğinden, borcun mevcut olup olmadığı araştırılmadan verilen karar isabetsizdir."

Bu karar, bononun varlığının tek başına borcun varlığını ispatlamaya yetmeyeceğini, borçlunun borçlu olmadığını ileri sürmesi halinde mahkemenin içerik ve ilişkiyi araştırmakla yükümlü olduğunu vurgular.

Dava, takipten önce ortada bir icra takibi söz konusu olmadığından tamamen genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede açılır. Takipten sonra, icra takibinin yapıldığı yer belli olduğundan yetki özelinde, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi görevli ve yetkilidir (İİK m.72/8).

  • Borçlu, takibin kesinleşmesini önlemek istiyorsa, davayla birlikte icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir talep etmelidir.
  • Mahkeme ihtiyati tedbir kararı verirse takip durur; aksi halde takip işlemleri devam eder.
  • Fakat borçlu icra takibi sonrasında borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalmışsa, parayı ödediği tarihten itibaren 1 sene içinde, paranın geriye alınması talebiyle İstirdat Davası açabilir.

Davanın Sonucu

  • Mahkeme borcun bulunmadığına karar verirse, takip iptal edilir.
  • Takip kapsamında alacaklı tahsilat yaptıysa, borçluya iade edilir.
  • Alacaklı kötü niyetli ise borçlu lehine yüzde yirmiden az olmamak üzere tazminata hükmedilebilir (İİK m.72/3).

Menfi tespit davası, özellikle imzaya itiraz süresinin kaçırıldığı durumlarda borçlunun borçsuzluğunu  ispat edebilmesi için kritik bir yoldur. Ancak dava sürecinde takip durmayabileceği için ihtiyati tedbir kararı alınması büyük önem taşır.

Bonoya dayalı takipte borçlu, gerçekten böyle bir borcu olmadığını, senedin gerçekte düzenlenmediğini ya da senetteki borcun sona erdiğini iddia edebilir. Bu durumda başvurulacak temel yol "menfi tespit davası"dır.

Menfi tespit davası, borçlu olmadığını ispatlamak isteyen kişinin, alacaklı aleyhine açtığı bir davadır. Bono nedeniyle başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip sırasında veya takipten önce açılabilir.

Menfi tespit davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Bono borçlusu, bu dava ile borcun var olmadığını, borcun sona erdiğini (örneğin ödeme, ibra, takas) veya senedin sahte olduğunu ileri sürebilir.

Davanın Sonucu

  • Mahkeme borcun bulunmadığına karar verirse, takip iptal edilir.
  • Takip kapsamında alacaklı tahsilat yaptıysa, borçluya iade edilir.
  • Alacaklı kötü niyetli ise borçlu lehine yüzde yirmiden az olmamak üzere tazminata hükmedilebilir (İİK m.72/3).

Menfi tespit davası, özellikle imzaya itiraz süresinin kaçırıldığı durumlarda borçlunun borçsuzluğunu ispat edebilmesi için kritik bir yoldur. Ancak dava sürecinde takip durmayabileceği için ihtiyati tedbir kararı alınması büyük önem taşır.

Borçlu, bonoya dayalı icra takibine karşı İİK'nın 168. maddesine göre belirli itiraz yollarına sahiptir. Borçlunun başvurabileceği temel itiraz yolları şunlardır:

 

Sonuç

Bono, ticari hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olarak alacakların güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Bonoya dayalı icra takibi, alacaklılar için hızlı ve etkin bir tahsilat imkanı sunarken, borçlulara da haklarını korumak üzere kanunda özel itiraz yolları tanınmıştır. Tarafların bu hak ve yükümlülüklerini doğru şekilde bilmesi, hukuki güvenliğin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Av.İlker Kılıç